Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonumuzun açıklaması:
F tipi hapishanelere geçişi engellemek ve ağır tecrit koşullarını protesto etmek amacıyla cezaevlerinde açlık grevi yapan tutsaklara karşı 19 Aralık 2000 tarihinde, 20 hapishanede eş zamanlı yürütülen operasyonda 30 tutsak katledilmiş, 300’e yakın tutsak da yaralanmıştır. İnsan yaşamının gözetilmediği, kimyasal gazların kullanıldığı, dehşetin yaşatıldığı bu katliama devlet tarafından “Hayata Dönüş” adı verilmişti. Katliamın üzerinden 25 yıl geçmesine rağmen kamu görevlileri açısından cezasızlık politikası uygulanmış, hesap sorulmamıştır.
19 Aralık 2000’de başlayan F tipi tecrit sistemine karşı, operasyondan sonra da devam eden açlık grevlerinde ise 122 kişi hayatını kaybetmiştir. Bugün gelinen aşamada, Y tipi, S tipi ve yüksek güvenlikli hapishanelerle birlikte cezaevlerindeki sorunlar kronik halde devam etmektedir.
Cezaevi operasyonlarının yaşattığı acı ve travmalar hala canlı olmasına karşın davalar cezasızlıkla kapatılmıştır. Devletin cezaevlerinde tutulan mahpusların can güvenliğinden sorumlu olduğu gerçeğiyle, devlet görevlilerinin neden olduğu yaşam hakkı ihlallerinde zamanaşımı gerekçesine dayanılamayacağı uluslararası kabul göre bir kuraldır. Uygulan bu cezasızlık politikasını kabul etmediğimizi bir kez daha vurgulamak isteriz.
BM ve Avrupa Konseyi tarafından belirlenen, mahpuslara uygulanması gereken asgari standartlar ve insan hak ve özgürlükleri ile ilgili tüm yasal düzenlemelere göre mahpusların yaşam hakkı korunmalı, işkence ve kötü muamele yasağına uyulmalıdır. Kapatılma başlı başına bir cezadır ve ek yaptırımlarla ağırlaştırılamaz. Teorik düzlemde kabul edilen ve taraf olunan sözleşmelerin yükümlülükleri Türkiye’de pratik karşılığını ne yazık ki bulmamaktadır.
19 Aralık 2000 operasyonunun yıldönümünde, Cezaevlerinde İnsan Hakları İçin Mücadele ve Dayanışma Günü vesilesiyle;
Cezasızlık politikasının son bulması,
Cezaevlerinde hukuk kurallarına, ulusal üstü belgelere ve insan onuruna uygun davranılması,
Yasaların “tredman” adı altında insan onuruna ve kişiliğine müdahale niteliğindeki kısıtlamalardan arındırılması ve buna uygun hukuki düzenlemeler yapılması,
İnfaz rejiminin ayırımcı ve eşitsizlik doğuran yapısından tamamen arındırılması,
İnsan onuruna aykırı bir uygulama ve müdahale olan tecrit sisteminden vazgeçilmesi için başta siyasi iktidar olmak üzere tüm topluma çağrı yapıyoruz.
DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu
19 Aralık 2025
