
Eş Genel Başkanımız Tuncer Bakırhan, İstanbul'da düzenlenen 32. Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödül Törenine katıldı. Bakırhan, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Merheba hûn bi xêr hatin, li ser seran li ser çavan hatin. We hemûyan bi rêzdarî silav dikim. Di şexsê Apê Mûsa û Gurbetellî Ersoz de şehîdên çapemeniya azad bi bîr tînim. Rêya wan rêya me ye. Doza wan doza me ye.
Değerli dostlar, çok değerli arkadaşlarım, son sinevizyondan sonra aslında bir şey söylemek çok zor. Çok şey söylendi. Bu kısa sinevizyonda aslında özgür basın çalışanlarının hangi zorluklarla, hangi koşullarda mücadele ettiklerini hep beraber izledik. Yine başlarken Ape Musa, Nagehan Akarsel, Gurbetelli Ersöz, Metin Göktepe ve yüzlerce basın şehidini saygı ve minnetle anlıyorum. Onların şahsında yaşamını yitiren bütün basın emekçilerini saygıyla anıyorum.
Ape Musa dili yok sayılan Kürt’ün sesiydi
Bugün ödül törenindeyiz. Bu izlediklerimizden sonra basına bin değil, milyon değil, dünya kadar ödül versek bile emin olun az kalır. İnkarcı bir sistem karşısında, infazcı bir sistem karşısında, yok sayan bir sistem karşısında yaşamını ortaya koyan değerli özgür basın emekçilerini saygıyla anmak gerekiyor. Çok önemli şeyler yaptılar. Doğanın, bütün canlıların sustuğu bir ortamda Kürt'ün, emekçinin, Alevi’nin, kadının ve ezilenin sesi oldular. Köşe bucak arayarak hakikati Türkiye halklarına ulaştırmaya çalıştılar. İnfazlara boyun eğmediler, işkencelere boyun eğmediler. Cezaevlerinde uygulanan zulmün karşısında boyun eğmediler ve hakikatle bizleri buluşturdular. Bu hakikatin en önemli temsilcilerinden biri Ape Musa‘dır. Ape Musa duruşuyla, mücadelesiyle ve çalışmasıyla aslında sadece bir basın emekçisi değildi; aynı zamanda sesi, dili yok sayılan Kürt'ün sesiydi.
Ape Musa ve yoldaşlarının bize bıraktığı mirası her alanda taşıyacağız
Yok sayılan kadının sesiydi; Nusaybin'deki ağacın, canlının, doğanın sesiydi; ezilenin, emekçinin sesiydi. Bugün Ape Musa’nın devamcısı olan yüzlerce, binlerce genç basın emekçisi arkadaşı görmek, onlarla bir arada olmak gerçekten bizi mutlu ediyor, umutlandırıyor. Bu hakikatin sesi, bu hakikatin emekçileri, bu hakikatin mücadelecileri ve taşıyıcıları olduğu müddetçe emin olun ki kazanacağız. Kürt'ün, Alevi'nin, emekçinin, kadının eşit yurttaş olduğu; herkesin diliyle, kimliğiyle eşit yurttaş olduğu demokratik bir Türkiye'de hep birlikte yaşayacağız. Ape Musa'nın mirasını, Ape Musa ve yoldaşlarının bize bıraktığı mirası sözümüzde, sesimizde, eylemimizde, yaşamın her alanında taşıyacağımızın sözünü veriyorum. Bu gecede emeği geçen, geçmişten günümüze özgür basın emekçilerinin içerisinde bulunduğu zorlukları, direnişi ve mücadeleyi bu sinevizyonla bize anlatan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
20 Eylül 2025