Halide Türkoğlu: "Her Dem Direniş, Her Dem Özgürlük” şiarı ile 8 Mart’a gidiyoruz

Kadın Meclisi Sözcümüz Halide Türkoğlu, Genel Merkezimizde yaptığı basın toplantısında 8 Mart hazırlıklarına ilişkin bilgi verdi, kadın gündemini değerlendirdi. Türkoğlu, şunları söyledi: 

Kedkarên birêz ên çapemeniyê, jinên hêja, gelê me yê birûmet ez we hemûyan bi rêzdarî û bi hezkirin silav dikim. Ez pêşiyê 21ê Sibatê Roja Zimanê Dayikê ya Cîhanî pîroz dikim. Em soz didin ku em ê her tim têkoşîna zimanê xwe bikin. Em ê ji bo hemû zimanên vê erdîgariyê berxwedanê mezin bikin. Ji bo zimanê Kurdî em ê bêsekin bixebitin. Zimanê me rûmeta me ye. DEM dema zimanê Kurdî ye. Bijî zimanê dayikê.

Basın toplantımıza başlamadan önce 21 Şubat Anadil Gününü kutluyor, bu topraklarda hiçbir dilin, hiçbir kültürün yok olmaması için mücadelemizi büyüteceğimizin sözünü veriyoruz. Özellikle Kürtçe üzerinde yürütülen yasaklamalara karşı ben de bir kez daha “Zimanê me rûmeta me ye” diyorum. Dün olduğu gibi bugün de tüm yasaklamalara karşı varlığımızı, dilimizi ve kültürümüzü yaşatmaya devam edeceğiz. Bu ülkede halkların, farklılıkların varlığına tahammül edemeyen tek adam rejimine ve diğer inkarcı erkek egemen akla karşı farklılıklarımızla bir arada ortak yaşamı hep birlikte inşa edeceğiz. Çünkü bu topraklarda özgürlük için, eşitlik için, haklarımız ve kazanımlarımız için en ağır bedeli ödeyen bizleriz, biz kadınlarız. Yine tüm bu yasaklama siyasetinin, gasp siyasetinin karşısında en güçlü örgütlü mücadeleyi büyüteceğiz. 

Genel siyaseti belirleyecek olan yerellerin iradesidir, kadınların iradesidir

Yerel seçimlere gittiğimiz bu süreçte ülkede yoksulluk, işsizlik, emek sömürüsü, kadına yönelik şiddet ve katliamlar, gençlerin intiharları ve eşitsizlikler de derinleşerek artıyor. 
Kadın özgürlükçü, yerinden ve yerelden yönetim diyen paradigmamızla hareket eden biz kadınların da en önemli gündemlerinden biri yerel seçimler. Çünkü özgür ve eşit yaşamı inşa edeceğimiz yerler de yaşam alanlarımız olan yerellerimizdir. Her an her dakika seçim takvimine, sandık siyasetine bağlı kalan erkek siyasetine karşı kadınlar öncülüğünde ördüğümüz yeni yaşamın öznesi olan yerelimizdir, yerellerimizdir. Yereller; kadınların yaşadığı, nefes aldığı, kendini, yaşamını ve geleceğini var ettiği yerler demektir. Doğduğum yerde doymak istiyorum diyerek yaşam alanlarını korumak demektir. Genel siyaseti belirleyecek olan da yerellerin iradesidir, kadınların iradesidir. 

Onurlu barışta ısrarcıyız

Bu nedenle kadınların gündemleri nettir. Gündemimiz, Kürt sorununda demokratik çözüm için Sayın Öcalan üzerinde yürütülen tecridi kırmaktır. Ülkenin dört bir yanında kadınlar, anneler öncülüğünde başlatılan adalet nöbetlerinden ve cezaevlerinde başlatılan açlık grevlerinden yükselen talepleri en güçlü şekilde sahiplenmek ve bu taleplerin yerine getirilmesi için mücadeleyi büyütmektir gündemimiz. 15 gün süren Özgürlük Yürüyüşümüzde bu taleplerin tüm halkların, kadınların talebi olduğuna bir kez daha hep birlikte şahitlik ettik. Her güzergahta kadınların sesleri, sözleri, zılgıtları ile isyanımızı birleştirdik. Bu ülkede Kürt sorununda çözümsüzlüğü dayatanlara, tecridi bir rejim haline getirmek isteyenlere karşı gündemimiz ve önceliğimiz tecridi kırmaktır dedik. Çünkü bizler onurlu barışta ısrarcıyız. 
Sayın Öcalan da bu onurlu barışın teminatıdır. Sadece ülkede değil bir bütün olarak Ortadoğu’da kapitalist erkek egemen iktidarların güç ve paylaşım üzerinden yürüttüğü kirli savaş siyasetine karşı ortaya koyduğu paradigmasıyla eşitliğin, özgürlüğün ve bir arada ortak yaşamın da yol göstericisidir. Bu paradigmayı hayata geçirmek de biz kadınların önceliğidir. Çünkü savaşın yarattığı yoksulluğu, şiddeti ve acıyı en ağır şekilde yaşan biz kadınlarız.  

Kadınların yaşam hakları gasp edildi

İşte bu yüzden kadınların gündemi de kadın yoksulluğuna, kadına yönelik şiddet ve katliamları meşrulaştıran politikalara karşı kadın örgütlülüğünü büyüterek yerinden ve yerelden mücadele ağlarını kurmaktır, örgütlemektir. 2023 yılında 315 kadın katledildi. Yılın ilk ayında 31 kadın katledildi. 31 kadının yaşamı erkekler tarafından yok edildi. İstanbul’da bir günde 3 kadın katledildi, 3 yaşam çalındı. Kadınlar yerellerinde, evlerinde, sokaklarında, işyerlerinde katledildi. Bir kent düşünün ki o kentin sokağında kadınların yaşam hakkı yok. Bir ev düşünün ki kendi yaşamını sürdürebilecek ortama sahip değil kadınlar. Bir işyeri düşünün ki kadınların güvenliği risk altında. İşte katliamlar aslında böyle büyüyor, çoğalıyor. Bunlar elbette ki kadın düşmanı politikalardan bağımsız düşünülemez. Bu durum, kadınların yaşam haklarının gasp edildiğinin göstergesidir. Yine yakın zamanda Rojvelat’ı kaybettik. Ailesinin çabalarıyla Rojvelat’ın cansız bedeni Ilısu Barajından çıkarıldı. Ailenin tüm çabasına ve girişimlerine rağmen yeterli arama kurtarma çalışması yapılmadı, geç kalındı ve Rojvelat’ı kaybettik. Rojvelat’ı kaybetmenin acısı yüreğimizde. Ancak Rojvelat ve nice kadının yaşamının sonlanmasına asıl neden olan şeyi de asla göz ardı etmeyeceğiz. Bunlar sıradan ölümler değildir; göz göre genç kadınların yaşamlarının sonlandırılmasıdır. İktidarın kadın düşmanı politikalarından bağımsız değildir. Erkek egemen aklın genç kadınların yaşamlarında yarattığı geleceksizliğin ve umutsuzluğun göstergesidir. Bunun adı özel savaş politikasıdır. Gülistan Doku’nun kaybına da Rojvelat’ın ve yüzlerce kadının ölümüne de neden olan erkek devlet şiddetine karşı gün yaşamlarımızı sahiplenme günüdür, gün daha fazla örgütlenme günüdür. Aynı zamanda hesap sorma günüdür. Yaşamlarımızı bu iktidarın insafına bırakacak bir yerde değiliz ve hiçbir zaman da o yerde olmadık. Buna karşı mücadele edeceğiz, irade olacağız. 

Kentimizde söz ve karar biz kadınların olacak

Bu ülkede kadın cinayetlerini meşrulaştırmak isteyenler şimdi kadınlardan oy talep ediyor. Bu iktidara en güçlü cevabı yine biz kadınlar vereceğiz. Elbette ki kadın özgürlük mücadelemiz seçime indirgenecek bir mücadele değil. Ancak binbir emek ve bedelle ördüğümüz mücadelemizin bir parçası da kadın özgürlükçü yerel yönetimlerdir, paradigmamızdır ve bu paradigmayı hayata geçirmektir. Belediye binalarına sığdırılamayacak kadar büyük bir paradigmanın sahibiyiz. Yaşamın her alanında hayata geçireceğimiz sistemimiz dün olduğu gibi bugün de aslında erkek egemenlerin ve iktidarların hedefinde.  Çünkü bizim sistemimiz tek adam yönetimine karşı eş başkanlığı esas alıyor. Kadınların, halkların iradesini gasp eden kayyım rejimine karşı kadın iradesini, halkların iradesini, yerelin iradesini esas alıyor. Kadına yönelik erkek devlet şiddetine karşı kadın özgürlük mücadelesini esas alıyor. Tüm karar ve yetki mekanizmalarında kadınların sesinin, sözünün yükseldiği sistemimizi en güçlü şekilde sahipleneceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Kendi sokağımızda, kendi mahallemizde, köyümüzde, kentimizde söz ve karar biz kadınların olacak. 

Kadın Seçim Beyannamemizi mücadele eden kadınlarla birlikte hazırladık

Bizler bu inanç ve kararlılıkla DEM Parti Kadın Meclisi olarak seçimlere giderken, eşit temsiliyet ve eş başkanlık sistemi ile bir kez daha farkımızı ortaya koyduk. Kadın Seçim Beyannamemizi hazırlayıp siz değerli basın emekçileri ve kamuoyu ile paylaştık. Daha öncede belirttiğimiz gibi bizler bu beyannameyi mahallelerde yaptığımız kadın toplantılarından gelen önerilerle yaptık. Kentlerde kadın platformlarıyla, kadın örgütleriyle mücadelede yürüyen her bir kadın arkadaşlarımızla yan yana geldik ve bu beyannameyi onların önerileri doğrultusunda hazırladık. Şimdi beyannamemizde yer alan taleplerimizi bir kez daha en güçlü şekilde hayata geçirmenin vaktidir. Tüm adaylarımızla birlikte hiç terk etmediğimiz alanları, meydanları en güçlü şekilde dolduracağız.  

500 yerde kadın belediye eş başkanı

81 ilde, 3 kentte kent uzlaşısı sağlayarak seçimlere giriyoruz. 28 büyükşehir, 49 il, 45 belde ve 378 ilçe olmak üzere toplam 500 yerde kadın belediye eş başkanı adaylarımızla yerel seçimlere gidiyoruz. Fermuar sistemimizi esas alarak belirlediğimiz 1000 kadın meclis üyesi adayı ile sahalarda olacağız.


İktidar ve muhalefet kadınları yok sayıyor: 30 büyükşehirde tek bir kadın aday gösterdiler

İşte bu tablo, DEM Parti Kadın Meclisinin ve tüm kadınların iradesinin tablosudur. Bizler bu tablo ile seçimlere giderken şu verileri de sizlerle paylaşmak istiyorum. Kadınların oylarına talip olan AKP-MHP tekçi erkek egemen iktidarı 30 büyükşehirde sadece 1 kadın aday göstermiştir. AKP’nin şimdiye kadar açıkladığı 51 il belediye başkan adayı arasında (MHP ile birlikte gösterdikleri adaylar da dahil olmak üzere) sadece 3 kadın var. Geriye kalan 48 ili eğer seçilirlerse erkeklerin yönetmesini uygun bulmuşlar. CHP’de açıklanan yerlerde ise kamuoyuna yansıyan bilgiye göre 595 adayın sadece 50'si kadın. Bu tablo aslında iktidarıyla, muhalefetiyle kadının nasıl yok sayıldığının utanç tablosudur.

Gerçekleri manipüle etmek bu iktidarın işi 

Tüm bunlar yaşanırken Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı yakın zamanda bir açıklama yaptı. Açıklamasında 22 yıldır kadınlardan yana tavır alan bir yönetim anlayışı sergilediklerini ve ülkeyi böyle yönettiklerini söyledi. Gerçekleri manipüle etmek bu iktidarın işidir. O zaman kendilerine inatla hakikati bir kez daha söyleyelim: 22 yıldır kadınlardan yana değil kadınların kazanımlarını gasp etmeden yana tavır aldınız. İstanbul Sözleşmesinden çekilerek, nafaka hakkına göz dikerek siz kadınlardan değil erkek egemen politikalardan yana tavır aldınız. Cinsiyet kimliklerini yok saydınız, LGBT+’lara tahammül edemediniz, Queer festleri yasakladınız, nefret söylemleriyle sokak ortasında katledilmelerine sebep oldunuz. “Eş başkanlık ve eşit temsiliyet mor çizgimizdir” diyen kadınlardan değil tek adam rejiminden yana tavır aldınız. Siz kadına karşı suç işleyenlerden yana tavır aldınız.

İstanbul Sözleşmesinin her bir maddesini yerel yönetimlerde hayata geçireceğiz

Ama kadın iradesini gasp eden, kadın kazanımlarına saldıran, kadına yönelik şiddetle mücadele merkezlerini kapatan kayyımlardan yana tavır alan iktidarınızı göndermek de biz kadınların net tavrıdır. Kadın kurumlarımızı, şiddetle mücadele merkezlerimizi, kooperatiflerimizi yeniden kurarak yapacağız bunu. Kayyımlarınızı göndererek yapacağız bunu. Bizden gasp edilen haklarımızı geri alarak yapacağız. İstanbul Sözleşmesini feshedenler şunu çok iyi bilsin ki sözleşmenin her bir maddesini kadın özgürlükçü yerel yönetimler politikamızla yeniden hayata geçireceğiz. Kadın adaylarımız ile birlikte erkek egemen siyasetin tezahür ettiği her alanı değiştireceğiz. Ev ev, kapı kapı dolaşacağız. Tüm bu süreci kadınlarla birlikte öreceğiz. 

Gültan’ın yoldaşları hazır ve çalışmalara başladı

Bizler için hem heyecan verici hem de tüm kadınların sorumluluğunda yürütülecek bir çalışmamız daha var. Ankara Büyükşehir Belediyesi Eş Başkan Adayımız Sevgili Gültan Kışanak’ın seçim kampanyası. Tutukluluk süresini doldurmuş olmasına rağmen hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutulan Sevgili Gültan duruşuyla, mücadelesiyle, direnişiyle her bir kadının, her birimizin yaşamına değen bir yerdedir. 12 Eylül faşizmi karşısında diz çökmeyen iradenin sahibi, bugün Ankara’da biz kadınların mücadelesine seslenmektedir. Bu sesi duyan, barış siyaseti için Amed’den Ankara’ya, Ankara’dan tüm Türkiye’ye köprüler kuracak Gültan’ın yoldaşları hazır ve çalışmalara başladı. Kadın özgürlükçü yerel yönetimler paradigmamızı Ankara’da da estireceğiz. Gültan’ın sesini ve sözünü tüm kadınlara duyurmak için en güçlü gönüllü ağını oluşturuyoruz. Gültan’la beraber yol yürüyen gazeteciler, aydınlar, kadın örgütleri ve platform temsilcilerinin yer alacağı ve her geçen gün genişleyen bir ağ kuruyoruz. Tüm kadınların sözü, üçüncü yolu olacağız. Ankara’da ev ev, kapı kapı dolaşarak Gültan yoldaşımızın kampanyasını yürüteceğiz. Tüm kadınları kadın örgütlüğümüzü büyüterek, Gültan’ın ortaya koyduğu iradenin etrafında kenetlenmeye çağırıyoruz. Ankara’da Gültan zamanı, DEM zamanı, kadın zamanı diyoruz! Siyasetin Mor Dem’i geliyor.

Her Dem Direniş, Her Dem Özgürlük” şiarı ile 8 Mart’a gidiyoruz

 

Bu moral ve motivasyonla “Her Dem Direniş, Her Dem Özgürlük” şiarı ile 8 Mart’a gidiyoruz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da tüm kentlerimizde ve mahallelerde coşkulu ve direniş dolu eylem ve etkinliklerimiz olacak. Birçok yerde bu etkinliklerimizin startı da verildi. Merkezi olarak da birçok yerde planlamalar çıkardık. Bu kapsamda; 

-2 Mart’ta Ankara’da hem 8 Mart hem de Sevgili Gültan Kışanak’ın seçim kampanyasının startını hep birlikte vereceğiz. Tüm kadınları 2 Mart’ta saat 12.30’da Kuğulu Park’ta vereceğimiz startımıza çağırıyoruz.
-Yine Rojvelat’ın yaşamını yitirdiği Batman’da 1 Mart’ta erkek devlet şiddeti sonucu katledilen kadınları anacağız. Özel savaş politikalarına geçit vermeyeceğiz.
-Cezaevinde açlık grevinde olan siyasi tutsakların sesine ses olmak isteyen anneler öncülüğünde başlatılan adalet nöbetlerini ziyaret ederek bir kez daha annelerin talebi talebimizdir diyeceğiz. 
-5 Mart’ta Adıyaman’da konteynerlerde yaşayan kadınlarla bir araya gelerek dayanışmamızı büyüteceğiz. Dayanışma yaşatır diyeceğiz. 
-Eş Genel Başkanımız Tülay Hatimoğulları’nın katılımıyla 8 Mart günü Amed’de kadın yürüyüşümüzü ve mitingimizi gerçekleştireceğiz. 
-Aynı gün Batman’dan Şırnak’a ve Hakkari’ye, Van’dan İstanbul’a, Mersin’e ve İzmir’e birçok kent merkezlerinde bir kez daha “Eş Başkanlık Ve Eşit Temsiliyet Mor Çizgimizdir” diyerek miting ve şölenlerimizi gerçekleştireceğiz. 

İsyanımızı örgütleyerek 8 Mart alanlarına akacak, bu alanlardan aldığımız motivasyonla Newroz ateşi etrafında en güçlü kadın halayını örgütleyecek ve 31 Mart’ta kayyımları göndererek Kadın İradesi ile Yerel Demokrasi diyeceğiz. Ben bu inanç ve kararlılıkla tüm kadınları selamlıyorum. Yaşasın Kadın Dayanışması, Jin Jiyan Azadi! Her Dem Direniş, Her Dem Özgürlük!

26 Şubat 2024