Kadın Meclisi Sözcümüz Halide Türkoğlu'nun JinNews'e verdiği röportaj:
Yeni sürecin politik yol hattını değerlendiren DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, yerel seçimlerde halkın verdiği mesajı ve sorumluluğu üstlenerek yol haritalarını çizeceklerini söyledi. Halide, “Kampanyamız; örgütlenme, ideolojik bilinç kazandırma, eğitim, eylem hattı kurma kampanyasıdır” diyerek yeni kampanyalarına dair bilgi verdi.
Türkiye ve Kurdistan’da halklar, 31 Mart yerel yönetim seçimlerini geride bıraktı. Sandık başına giden halklar, oyunu değişimden yana kullanırken, ortaya çıkan tablo ise savaş, tecrit, ekonomik kriz politikalarında ısrar eden iktidara uyarı halindeydi. Seçimin ardından Güney Kurdistan’a ve Irak’a ziyarette bulunan iktidar ise halkların mesajını almak yerine bir kez daha savaş politikasının nasıl derinleştireceğinin derdine düştü. Bu seçimlerde zafer elde eden muhalif siyasi partiler ise yaptıkları bir dizi toplantıyla yeni yol hatlarına da şekil vermeye başladı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, seçim sürecini ve önümüzdeki günlerde duyuracakları kampanyaya dair değerlendirmelerde bulundu.
‘Halk kayyımlara net cevap verdi’
31 Mart yerel seçim sonuçlarının, kadınlar başta olmak üzere toplum için yeni bir dönemi işaret ettiğini belirten Halide, AKP ve MHP iktidarının birçok yerde kaybettiğini ve Kurdistan'da kayyım politikalarının sona ermek üzere olduğunu ifade etti. Halide, “Türkiye'de kurumsallaşan faşizmi sadece durdurmakla kalmadık, aynı zamanda gerilettik. AKP'nin ikinci parti olması ve DEM Parti'nin 78 belediyeyi kazanarak halkın kayyımlara verdiği cevabı gösterdi. İktidar, seçim sonuçlarının ardından 'sandığa saygılı olacağım' demişti; ancak Wan'da belediye eş başkanımız Abdullah Zeydan'ın adaylığını düşürme girişimleriyle bunun tersini yaptılar. Wan'da DEM Parti'nin yüksek oy alması, halkın kayyımlara tahammülünün olmadığını ve direnişle bunu gösterdiğini ortaya koydu. Bu direniş, kadınlar, gençler ve halk için önemli bir adımdır” dedi.
‘Wan direnişi hükümete bir yanıttı’
"Türkiye'deki illerde faşizmin gerilemesiyle birlikte, halkların iradesini tanıma konusunda bir dayanışma oluştuğunu belirten Halide, Wan halkının direnişi sayesinde demokrasi güçleri arasında bir dayanışma oluşturulduğunu ve iktidarın bu politikalardan bir an önce vazgeçmesi gerektiğini ifade etti. Halide, “İktidarın seçim sonrası yaptığı açıklamalar, kaybetmeye tahammül edemeyen bir tutumu ve kayyımları her seferinde bir tehdit aracı olarak kullanmaya devam etme eğilimini gösteriyor. Wan'da sergilediğimiz direniş, mücadele ve dayanışma ruhu, hükümete net bir yanıttı. Türkiye ve Kürt halkı, savaş politikalarını artık kabul etmiyor. Derinleşen ekonomik krizle ilgili çözüm talepleri var ve demokratik siyasete yapılan müdahaleleri bir kez daha reddettiler. Bu durumdan hükümetin alması gereken dersler bulunmaktadır” şeklinde konuştu.
‘Demokratik siyasete yüklenmiş bir anlam var’
Wan direnişi ve kayyımlara verilen mesajlara karşı demokratik siyasetin bu mesajları ve sorumlulukları kabul ettiğini dile getiren Halide, AKP, MHP ve diğer siyasi partilerin de bu mesajları ve sorumlulukları kabul etmeleri gerektiğini vurguladı. Halide şunları söyledi: 'Savaş konseptinden ya vazgeçeceksiniz ya da bu ülkenin nefes alabileceği demokratik zeminler için girişimlerde bulunacaksınız, mesaj net. Şu an hükümetin kaybetmeye ve savunmacı bir tavır sergilemeye tahammülü yok, bu da savaş politikalarında daha çok ısrar edileceğini gösteriyor. Kısa sürede hükümet gözaltı operasyonlarına başladı. Hakikati ortaya çıkaran özgür basın emekçilerine yönelik saldırılar mevcut. Belçika'da Kürt kurumlarına saldırılar başladı ve Türkiye, Güney Kurdistan'a yönelik operasyon hazırlığında. Dışarıda bunlar yaşanırken, içeride de Kobanê kumpas davası devam ediyor. İktidarın savaş politikası sadece fiziksel değil, her yönüyle yargıdan medyaya kadar müdahalelerle iktidarda kalma stratejisini açığa çıkarıyor. 31 Mart yerel seçimlerinde muhalefetin aldığı moral ve motivasyon, Türkiye halklarına ve Kürtlere demokratik siyasetin önemli bir anlam yüklediğini gösteriyor ve bu durumu iyi analiz etmek gerekiyor.”
‘Seçim haritası halkın nerede durduğunu gösterdi’
DEM Parti'nin seçimlerde önemli bir kazanım elde ettiğini belirten Halide, sözlerine şöyle devam etti: “DEM Parti'nin Kurdistan'da elde ettiği bu başarı, sadece parti için değil, Türkiye'nin demokratik siyasetini ve demokratik cumhuriyetin inşasını, aynı zamanda savaşa karşı mücadeleyi güçlendiren umut verici bir gelişme olarak görülmelidir. Mücadele geleneğimiz, tekçiliği, cinsiyetçiliği, milliyetçiliği ve ayrımcılığı kabul etmez. Biz yerel demokrasiyi temsil eden bir partiyiz ve tüm seçilmişlerimiz bu paradigma ile çalışacaktır. Amacımız, bu modeli tüm Türkiye'ye yaymak ve özellikle kentlerde uzlaşı sağlamaktır. Kurdistan'da başardığımız bu modeli yaşama geçirmek için çaba göstereceğiz. Seçimlerde ortaya çıkan sonuçlara bakarak gençler, kadınlar ve halklar olarak neler yapabileceğimizi değerlendirdik. DEM Parti, siyasetini nasıl şekillendirecek, nasıl örgütlenecek ve genişleyecek? Bu tarihi seçimin getirdiği sorumlulukları kabul ettik ve bu moral ve motivasyonu daha da artırmamız gerekiyor. Kazandığımız bu başarıyı, siyasetin topluma yayılması için bir fırsat olarak görüyoruz. Ayrımcı ve inkarcı rejim anlayışına karşı halkın ve kadınların duruşunu, seçim haritası açıkça göstermiştir.”
DEM Parti Kadın Meclisi’nden yeni kampanya süreci
Yeni dönemde, partisinin daha çok örgütlenme ve genişleme üzerine yoğunlaşacağını belirten Halide, DEM Parti'nin modelinin Türkiye'de daha fazla benimsenmesini hedeflediklerini ifade etti. Halide, 'Yerel yönetimler, paradigmamızın yerel ile buluştuğu önemli bir alan. Belediye eş başkanlarımızla yaptığımız toplantıda, bu modelin nasıl hayata geçirileceği ve halka hangi hizmetlerin sunulacağı konuşuldu. Bu konular yerel yönetimlerle sınırlı olmakla birlikte, siyasi perspektifini belirlemek Kadın Meclisimizin görevidir. Önümüzdeki dönemde yeni bir kampanya süreci başlatacağız ve kampanyamızın detayları yakında netleşecek. Mevcut siyasetin sermaye odaklı düşünceleri, her türlü sömürüyü teşvik ediyor ve bu durum özellikle kadınları etkiliyor. Siyasetin şiddet dilinin, günlük hayatımızda farklı bir şiddet biçimine dönüşmesine tanık oluyoruz. Bu yüzden kampanyamızın ana teması, kadınların örgütlenmesi ve güçlendirilmesi olacak. Kadın Meclisimiz, sadece kendisiyle sınırlı kalmayıp, diğer kadınlarla da buluşma fırsatları yaratacak. Daha önce Gültan Kışanak’ın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı sürecinde tüm kadınlarla gerçekleştirdiğimiz buluşmalar gibi, siyasete yeni söylemler kazandırma üzerine çalışmalarımız devam edecek. Biz çözümün ve mücadelenin bir parçası olduğumuzu biliyoruz. Bu motivasyonla iktidarın değişebileceğini ve bu ülkede yeni bir yaşamın kurulabileceğini göstereceğiz. Kampanyamız; örgütlenme, ideolojik bilinç kazandırma, eğitim ve eylem hattı kurmayı içerecek” diye konuştu.
Röportaj: Dilan Babat
29 Nisan 2024