Hatimoğulları Roboski anmasında konuştu: Ciddi bir özür ve yüzleşmeye ihtiyaç var

28 Aralık 2011’de savaş uçaklarının bombardımanı sonucu hayatını kaybeden 34 yurttaşımız, Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyünde mezarları başında anıldı. Siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri, insan hakları savunucuları ve yüzlerce kişinin katılımıyla yapılan anmada konuşan Eş Genel Başkanımız Tülay Hatimoğulları, şunları söyledi:

Roboski, insanlık karşısında işlenmiş bir suçtur

14 sene önce bugün katledilen 34 canımızı saygıyla, minnetle anıyorum. Roboski'yi unutmadık, unutturmayacağız. Roboski'de katledilen 34 canımızın çoğu çocuktu. Gülüşleri, oyunları, okulları yarım kaldı. Sevdaları yarım kaldı gençlerin. Ailelerine bakmak zorunda oldukları için şu dağları, sınırları aşıp bir paket tütün, sigara getirmek üzere yola koyulmuşlardı. Türk Silahlı Kuvvetleri o gün yoğun bir bombardımanla 34 insanımızı katletti. 14 yıldır soruyoruz, buradan bir kez daha soruyoruz: O gün Milli Güvenlik Kurulu toplantısı vardı. Roboski gündeme geldi mi o toplantıda? Bu açıklanmalıdır. Aradan 24 saat geçene kadar açıklama yapmadı devlet yetkilileri. En son yaptıkları açıklamada da “yanlış istihbarat” dediler, “operasyon kazası” dediler. Ardından ne bir başsağlığı ne de bir özür dilendi. Ne bir dava açmak ne bir sorguya yönelmek akıllarına geldi. Bütün bunları göz ardı ettiler. “Oldu bitti” dediler. Şayet yanlış ihbarsa, o yanlış ihbarı kim yaptı? Biz bunun açığa çıkarılmasını istiyoruz. Şayet yanlış ihbar değilse de o uçaklara kalkış emri veren, vur emri veren açığa çıksın ve yargılansın. Roboski, insanlık karşısında işlenmiş bir suçtur. Ne bir zamanaşımı olur ne de iktidarın ve devletin üzerini kapatmaya çalıştığı bir dosya olabilir. Bunu kabul etmek mümkün değildir. 

Bu ülkede ikili hukuk devam ediyor

Bu toplumda yaşayan ötekiler, ikinci sınıf yurttaş sayılanlar, dilleri yok sayılmak istenenler işte Roboski'de katledildiklerinde hukuk onlar için işlemez. Ne yazık ki bu ülkede ikili bir hukuk devam ediyor. Ne yapıyorlar? Görmezden, duymazdan geliyorlar. Üstünü örtmek istiyorlar. Oysa bu, sivil yurttaşlarımıza karşı işlenmiş devasa bir suçtur. O bombanın emrini verenlerin, uçağın kalkmasının emrini verenlerin, bombaları o çocuk bedenlerin üzerine yağdıranların ismi de cismi de bellidir ve derhal yargılanmalıdırlar. 

Barışın yolu acılarla, gerçeklerle, tarihle yüzleşmekten geçer

Bakın, biz bugün Barış ve Demokratik Toplum Sürecinden bahsediyoruz. Barış ve Demokratik Toplum Sürecinin işlemesi için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Çünkü 50 yıldır bu topraklara kan akıyor. Çünkü 50 yıldır bu bembeyaz karların üzerine kanlar akıyor. Coğrafyamız kana doydu. Artık yeter. Barış gelsin, barış gelsin diyoruz. Bu ülkede onurlu bir barışın tesis edilmesinin yolu da acılarla, gerçeklerle, tarihle yüzleşmektir. Hakikatlerin açığa çıkmasıyla bu mümkündür. Bir kez daha diyoruz ki Roboski ile ilgili hakikatin açığa çıkarılması için devlet ve hükümet adım atmalıdır.

Ciddi bir özür ve yüzleşmeye ihtiyaç var

Yine bir kez daha diyoruz ki ciddi bir özür ve yüzleşmeye ihtiyaç vardır. Yine bir kez daha diyoruz ki bu topraklarda barışı tesis etmenin yolu bundan geçer. Gerçeklerle yüzleşmekten geçer. Acıları ayırmıyoruz birbirinden. Bu topraklarda hangi milletten, hangi dinden, hangi mezhepten olursa olsun gelin bütün acılarla yüzleşelim. Bütün acılarımızla karşılıklı empati kuralım. Bu empati sürecini siyasal ve hukuki bir kimliğe büründürelim. İyi niyet sözleri de yetmez. Gerçi Roboski için onları da duymadık. Biz bir kez daha diyoruz ki Kürt sorunu bir terör sorunu değildir. Her gördüğünüz Kürt’e, Roboski'de olduğu gibi bomba yağdırmak çözümsüzlüğü üretmenin ta kendisidir. Kürt sorunu siyasi bir sorundur. Toplumsaldır, sosyolojiktir ve hukuki yöntemlerle çözülmesi gereken bir sorundur. Kürt sorununa güvenlik yöntemiyle, onu terör parantezine alarak yapılan her davranış Roboski gibi acılarla sonuçlandı. Ve sonuçsuz da kaldı.

Yüreği acıyla dolu insanların barış talebi kadar değerli bir şey yok

Bu acılar topluma yaşatılıyor. Ama iktidar ve devlet, Kürt sorununu bu şekilde çözmeye kalktığı sürece bunun sonuçsuz kaldığını bütün deneyimlerle ve pratiklerle gördük. Roboski'de, acının bu kadar yaşandığı bu topraklarda biraz önce aileler adına konuşan değerli arkadaşımız ne güzel ifade etti. 34 canını kaybetmiş, birçok üyesini kaybetmiş Encü ailesi. Ama ne diyor buradan? Cenazelerinin gömüldüğü bu mezarlıktan bütün Türkiye'ye sesleniyor: “Gelin hakiki ve onurlu bir barışı inşa edelim” diyor. Bu ne kadar kıymetli bir şey. Yüreği acıyla dolu, yüreği yanan insanların barışı talep etmesi kadar kıymetli ve değerli bir şey yoktur. Ve biz umut ediyor ve diliyoruz ki iktidar ve devlet aklı, Barış ve Demokratik Toplum Sürecinin ne anlama geldiğini, toplumdaki bu talebi hakiki olarak değerlendirir ve sürecin ikinci aşaması olarak tanımladığımız yasal ve hukuki süreçte gerçek bir çözüme odaklanır.  

Bu topraklarda barışı tesis edeceğiz

Roboski'den her bahsettiğimizde aklıma Sevgili Musa Anter’in şu sözleri gelir: “Derelerden kan akar. Derelerimizden can akar. Munzur, Zilan, 33 Kurşun, Nevala Kasaba.” Musa Anter’in bunu yazmaya ömrü yetmedi ve Roboski, Roboskiler. “Duymazdı bir Allah'ın kulu çığlığımızı. Direnmek kalırdı Kürt'e. Yaşamanın bir başka adı direnmekti.” Evet, yaşamanın bir başka adı direnmekti Kürt halkı için. Kürt halkı onuruyla direndi. Kürt halkı bugün barışı konuşabiliyorsa bu onurlu direnişi, bu ödenen bedeller sayesindedir. Ben bir kez daha Roboski'de yitirdiğimiz bütün canlarımızı saygıyla ve minnetle anıyorum. Ailelerine, Kürt halkına ve bütün Türkiye halklarına başsağlığı diliyorum. Roboski'de yitirdiğimiz canların mezarı başında sözümüz olsun: Bizler bu topraklarda barışı tesis edeceğiz. Çocuk yaşta sınırları aşarak çalışmak zorunda kalmayacaksınız. Bu topraklarda barışı inşa edene ve insanların geçimini sağlayabileceği adil bir düzeni kurana dek mücadelemiz devam edecek.

28 Aralık 2025