Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonumuz, hasta tutsak Abdulkadir Kuday'ın durumu ve cezaevindeki hasta tutsaklara ilişkin Genel Merkezimizde açıklama yaptı. Açıklamada konuşan Komisyon Eş Sözcümüz Öztürk Türkdoğan, şunları söyledi:
4 bin civarındaki ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüsünün birçoğu ağır hasta
Bugün hasta mahpus Abdulkadir Kuday’ın durumunu paylaşmak istiyoruz. Kuday hala Metris R Tipi Kapalı İnfaz Kurumunda hükümlü olarak tutuluyor. Yüzde 98 engelli ve şu anda sağlık durumu ağırlaşmış. Kuday, temel insan haklarına ve AİHM’in umut hakkına aykırı bir şekilde hapishanede tutulmaya devam ediyor. Ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüsü olduğu için İnfaz Kanununun 25’inci maddesi gerekçe gösterilerek infazına ara verilemeyeceği belirtiliyor. Bu, Türkiye’deki binlerce hasta mahpusu etkileyen bir durum. Türkiye’de tahminimize göre 4 bin civarında ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüsü var ve bunların birçoğu ağır hasta. İnfaz Kanununun 16’ncı maddesi yaşamını tek başına hapishanede idame ettiremeyen hasta mahpusların iyileşinceye kadar tahliye edilmeleri gerektiğini düzenliyor. Ayrıca Anayasaya göre cumhurbaşkanının bu kısıtlamalar olmaksızın hastalık, kocama ve yaşlılık nedeniyle mahpusları özel olarak affetme yetkisi de söz konusu. Cumhurbaşkanlığı bu yetkisini kullanmak için 2022 yılında genelgesini yeniledi. Artık mahpusun isteğine dahi gerek kalmadan cumhurbaşkanı ağır hasta mahpusların, hastalık nedeniyle kalan cezalarını affedebiliyor. Bununla ilgili anayasal engel yok. Ama Abdulkadir Kuday özelinde İnfaz Kanununun 25’inci maddesi gerekçe gösterilerek cumhurbaşkanının af talebi reddedilmiş. Burada anayasaya aykırılık söz konusu. Anayasa böyle bir kısıtlamayı öngörmüyor.
Abdulkadir Kuday bir an önce tahliye edilmeli
Türkiye’de İHD verilerine göre hala durumu ağır olan ve bir an önce tahliye edilmesi gereken 600’ün üzerinde ağır hasta mahpus var. Hasta mahpus sayısı hiçbir zaman 1500’ün altında değildi ama inanıyoruz ki bu sayı daha yüksektir. Bu sorun bir türlü çözülemedi. Hasta mahpuslara 2007 yılında mektup göndermeye başladığımızda sayıları 18’di. Aradan geçen bunca zamanda sayı sürekli arttı. Yaşamını yitiren hasta mahpus sayısı eksilmedi. İnfaz rejimi bu haliyle kaldığı sürece hasta mahpusların sorunu çözülemez. İnfaz Kanununun değiştirilmesine dair partimizin verdiği kanun tekliflerini hatırlatıyoruz. Bu insani olmayan kararlarınızdan vazgeçin. AİHM, Gurban ve diğerleri Türkiye kararlarında, Türkiye’nin umut hakkını ihlal ettiğine dair karar verdi. Sayın Öcalan ile ilgili de karar var. Eylül ayında Avrupa Bakanlar Komitesi bu konuda Türkiye’nin durumunu bir kez daha gözden geçirecek. Gurban ve diğerleri dava grubunda Türkiye’nin umut hakkını tanımasını bir kez daha talep edecek. Biz bir kez daha şu anda durumu çok ağır olan Abdulkadir Kuday’ın bir an önce tahliye edilmesini ve soruna insani yaklaşılmasını istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanını bu konudaki anayasa yetkisini ayrımsız şekilde kullanmaya davet ediyoruz.
Kuday’ı ziyaret eden Milletvekilimiz Onur Düşünmez de şunları söyledi:
Kuday hastaneye baygın şekilde gönderilmiş
29 Ağustos günü Abdulkadir Kuday’ı ziyaret ettim. Kendisi şu an tekerlekli sandalyeyi kullanamıyor ve sedyeye bağımlı durumda. Vücudunda yer yer morarmalar belirmiş ve durumu çok kötü. 40 kilonun altına düşmüş. Kuday hastaneden tekrar hapishaneye getirildiğinde gerekçe olarak tedaviyi reddettiği gösterilmiş. Ancak bu gerekçenin tamamen yalan olduğunu kendisiyle yaptığımız görüşmede öğrendik. Kuday’ın tedaviyi değil insanlık dışı muameleyi reddettiği ortadayken, bakanlık ve diğer yetkililerin bu konu hakkında herhangi bir girişiminin olmamasını da kınıyoruz. Çünkü bu, insanlık onuruna aykırı tutumun meşruiyet kazanmasıdır. Kuday, Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesine kaldırıldığında durumu çok kötüymüş, ani bir kalp rahatsızlığı nedeniyle oraya gönderilmiş. Baygın bir halde götürülmüş. Kendisine yapılanları reddettiğini kolluk güçlerine ve hastane görevlerine söylemesine rağmen bu uygulamalar derinleştirilmiştir. Kendisine hastanede oksijen dışında herhangi bir ilaç verilmemiştir. Oksijeni hapishanede de aldığını dile getirerek buradaki tedavinin zorlaştığını ve kendisine insanlık dışı muamele edildiğini aktarmıştır. Oradaki görevlilerin yemeği yüzüne fırlatırcasına attıklarını bildirdi. Hastane koşullarının iyileştirilmesi durumunda ve tedavi olanaklarının ortaya çıkması durumunda tedaviye hazır olduğunu beyan etti. Ancak bizim gözlemlediğimiz kadarıyla hastane ve hapishane arasında hasta mahpuslar acaba nerede ölsün şeklinde bir yaklaşım söz konusu.
Abdulkadir Kuday'ın tedavi koşulları sağlanmalıdır
Kuday’ın cenazesinin hastane ya da hapishaneden çıkması durumunda, buna neden olanların tarih önünde hesap vereceğini bir kez daha hatırlatıyoruz. Cezaevleri ölüm evleri değildir. Sadece 2024 Ocak ile Haziran arasında 21 hasta mahpus cezaevinde yaşamını yitirmiştir. Bu sayı bile başlı başına cezaevi ihlallerini gösteriyor. 600'den fazla hasta tutsağın bulunduğu cezaevlerinde derhal bir infaz düzenlemesi yapılmalıdır, hasta mahpusların tedaviye erişmesi sağlanmalıdır. Kuday tedaviyi değil insanlık dışı muameleyi reddettiği için cezaevine geri götürüldü. Burada kendisine sadece oksijen veriliyor. Kendi yaşamını idame ettiremeyen birine refakatçi verilmemesi zaten başlı başına bir işkence yöntemidir. A. Kadir Kuday'ın insanlık onuruna yaraşır tedavi ve hijyen koşulları sağlanmalıdır. Bu konular sağlandığında tedavi olmak istiyor. Dün giden avukat arkadaşlarımızın aktarımına göre durumu daha da ağırlaşmıştır. Bu durum kendi başına ATK raporu ile ortadadır. Abdulkadir Kuday cezaevinde ölümle baş başa bırakılmıştır. Sorumlular görevini yerine getirmelidir.
3 Eylül 2024