İşçi sağlığı, iş güvenliği ve çalışma yaşamı, emek ve meslek örgütleri ile sosyal tarafların katılımıyla yeniden düzenlenmelidir

Emek Komisyonumuzun açıklaması:

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), meslek hastalıkları ve iş kazalarının önlenmesine dikkat çekmek amacıyla 2003 yılında 28 Nisan tarihini Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü ilan etmiştir.

Ancak küresel ölçekte yaşanan ekonomik kriz, her geçen gün derinleşerek etkisini artırmaktadır. Kırılgan ekonomilere sahip ülkeler bu krizlerden en çok etkilenenler arasında yer almaktadır. ILO’nun 2022, 2023 ve 2024 yıllarına ait İstihdam ve Sosyal Görünüm Raporları; üretim, istihdam, işsizlik, kayıt dışılık, yoksulluk, sosyal eşitsizlik ve ücret kayıpları gibi alanlarda sürecin giderek kötüleştiğini açıkça göstermektedir.

Tüm bu veri ve göstergelere rağmen, işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında iktidarlardan umut verici bir iyileşme beklemek mümkün görünmemektedir. Günümüzde dünyada her yıl yaklaşık 2 milyondan fazla işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetmekte, milyonlarcası sakat kalmakta ve 160 milyondan fazla emekçi meslek hastalıklarına yakalanmaktadır.

2012 yılında yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu sonrası, iktidar temsilcileri her yıl iş kazaları ve meslek hastalıklarında azalma olacağını vaat etmiştir. Buna rağmen aradan geçen 13 yıl içinde yayımlanan resmi istatistikler, bu vaatlerin tam tersini göstermektedir. Özelleştirmeler, güvencesiz çalışma biçimleri, sendikal örgütlenme özgürlüğüne yönelik baskılar, denetimsizlik, işveren yanlısı düzenlemeler ve cezasızlık politikaları yaşanan işçi ölümlerinin temel nedenleridir. İş cinayetleri azalmamış, aksine artarak devam etmiştir.

Sermayenin kâr hırsı, çalışanların güvenliği ve yaşamı ile ekolojik dengenin korunması gibi değerleri hiçe saymaktadır. Bugün ekolojik yıkım ile iş cinayetleri iç içe geçmiştir. Sermaye yanlısı bu politikaların sonucunda iş cinayetleri sürmektedir. Türkiye, Avrupa’da ölümlü iş kazalarında açık ara birinci sıradadır. Dünya genelinde de vahim bir durumda olduğumuz aşikârdır.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin yayımladığı 2024 yılı İş Cinayetleri Raporuna göre, sadece 2024 yılında en az 1897 işçi gerekli önlemler alınmadığı için yaşamını yitirmiştir. 2025 yılının sadece ilk üç ayında en az 443 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiştir. Ayrıca, AKP’nin son 10 yıllık iktidar döneminde en az 450 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiştir.

Savaşlar, yoksulluk ve zorlayıcı koşullar nedeniyle göç etmek zorunda kalan göçmen işçiler ile mevsimlik tarım işçileri ise en acımasız sömürü ilişkileri içinde, güvencesiz çalışmakta ve iş cinayetlerine maruz kalmaktadır.

Talebimiz açık: Ülkede yaşanan iş cinayetlerinin önlenmesi için iktidar ve işverenler, kamusal bir işçi sağlığı ve güvenliği alanı yaratmak için sorumluluklarını yerine getirmelidir. 6331 sayılı yasa, sosyal tarafların katılımı ile yeniden düzenlenmeli ve uluslararası normlara uygun hale getirilmelidir. Sendikal örgütlenmenin önündeki tüm yasal ve fiili engeller kaldırılmalı, örgütlenme özgürlüğü anayasal güvence altına alınmalıdır. Tarım ve göçmen işçiliğini kapsayacak şekilde sendikal örgütlenmeler güçlendirilmelidir. Kayıt dışı çalışmayla etkin mücadele edilmeli, yasal yaptırımlar eksiksiz uygulanmalıdır Taşeronluk ve güvencesiz çalışma yasaklanmalı, bu alanda toplumsal farkındalık artırılmalıdır. Sağlık, güvenlik ve ekolojiyle ilgili özerk ve demokratik bir kurumsal yapı; emek-meslek örgütleri ve üniversitelerle birlikte yeniden düzenlenmelidir. Yapılacak tüm düzenlemelerde demokratik sosyal devlet ilkeleri esas alınmalıdır.

DEM Parti Emek Komisyonu
28 Nisan 2025