
Kadın Meclisimiz, Jîna Emînî’nin ölüm yıldönümü dolayısıyla “Jin Jiyan Azadî ile Jîna’nın İsyanı Olacağız, İdamları Durduracağız / Em ê bi Jin Jiyan Azadiyê Bibin Serhildana Jînayê, Em ê Îdaman Rawestînin” şiarıyla birçok kentte ve İstanbul’da bulunan İran Konsolosluğu önünde yürüyüş ve açıklama gerçekleştirdi.
İzmir’de yapılan anmaya Kadın Meclisi Sözcümüz Halide Türkoğlu, Milletvekilimiz Burcugül Çubuk ve çok sayıda kadın katıldı. Burada konuşan Türkoğlu, şunları söyledi:
Kadınlar, erkek iktidarlara karşı mücadeleyi büyütme sözü veriyor
Hepinizi Kadın Meclisimiz adına sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bugün burada yaptığımız açıklama hem ülkenin dört bir yanında hem dünyanın dört bir yanında Jina Mahsa Emini’nin katledilişine karşı kadın mücadelesini yükseltmenin sözüdür. Kadınlar “Jin Jiyan Azadî” ile birlikte küresel anlamda bize saldıran erkek iktidarlara karşı mücadeleyi büyütme sözü veriyor. Bundan üç yıl önce Jina Mahsa Emini, İran’da faşist Molla rejiminin ahlak polisleri tarafından işkenceyle katledildi. Daha sonra İran’da kadınlar Jina Mahsa Emini’nin mezarı başında “Jin, Jiyan, Azadi!” diyerek bütün dünyaya seslerini duyurmak istedi.
Kadınların ortak talebi Jin Jiyan Azadî’de yaşam buluyor
"Bizi katledebilirsiniz, bizi işkenceden de geçirebilirsiniz ama biz kadınlar bedeli ne olursa olsun direnmeye devam edeceğiz" dediler. İşte tam da burada Jin Jiyan Azadî kadınların nasıl yaşamak istediğini anlatan bir felsefe. Sadece İran’da yükselmedi bu ses; Afganistan'da kadınlar “Jin Jiyan Azadî” dedi, Hindistan’da kadınlar “Jin Jiyan Azadî” dedi, Latin Amerika’da, İngiltere’de, Avrupa’nın ve Ortadoğu’nun dört bir yanında ve Türkiye’de kadınlar “Jin Jiyan Azadî” dedi. İnkar edilen bir dilin sloganı. Ama nasıl yaşamak istediğimize dair büyüyen bu slogan, sadece bir slogan olmaktan çıktı. Kadınların küresel ve ortak talebi olarak yaşam buluyor “Kadın Yaşam Özgürlük”. İşte budur biz kadınları küresel anlamda da yakınlaştıran felsefenin adı. Çünkü kadınlar yaşamak istiyor ama eşit ve özgür yaşamak istiyor. O yüzden kadınlar, onlara saldıran erkek egemen iktidarlara ve rejimlere şunu diyor: “Eğer biz yaşamak istiyorsak bize saygı duyacaksın. Dilimize, kimliğimize, kültürümüze, bedenimize dokunmayacaksın. İşte Jina Mahsa Emini’nin isyanı bize her geçen gün bunu göstermekte.
Jin Jiyan Azadi Rojava’da kadın devrimi olarak hayat buluyor
Bugün İran’da idam rejimini bir şekilde kadınlar üzerinden sürdürmek istiyorlar. Kadınları idam ederek tehdit etmeye çalışıyorlar. Kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesine bu şekilde müdahale etmeye çalışıyorlar. Ama Pexşan Azizi, Verişan Muradi, Şerife Muhammed “Biz Jin Jiyan Azadi’ye inanıyoruz ve biliyoruz ki bedeli ne olursa olsun özgür ve eşit yaşama kavuşacağız” diyor. Biz Ortadoğu coğrafyasında erkek egemen savaşlara karşı, kadınlara yönelik yürütülen savaşlara karşı özgür ve eşit yaşamı inşa edeceğiz. İşte tam da bu mücadele ortaklığı, işte tam da bu mücadelenin felsefesi “Jin Jiyan Azadi” oluyor. O yüzden diyoruz ki öyle sadece bir slogan değil, nasıl yaşamayı istediğimizi gösteren bir model. İşte o model bugün Rojava’da kadın devrimi olarak hayat buluyor. Kadınların siyasete katılımından ekonomik yaşamına kadar, aile yaşamından kamusal alanın her bir parçasına kadar, kadın ve erkek eşitliği şahsında halkların birlikte nasıl var olduğunu gösteren bu model sunuyor.
Erkek egemen düşünce yapısına asla tahammül etmeyeceğiz
Bugün egemen olanlar, çeteler, cihatçı kesimler hem kadınlara saldırıyor hem de kadın düşmanlığı politikaları yürütüyorlar. Aynı zamanda da halkların birlikte yaşamına saldırıyorlar. Ne diyorlar? “Ezeceğiz, sömüreceğiz” diyorlar, “gerekirse işkence uygulayacağız ama sizi tanımayacağız” diyorlar. Biz de diyoruz ki, biz kadınlar varız; farklı kimliklerle, farklı kültürlerle, farklı dil ve inançlarımızla bir yaşam olarak hep birlikte varız. Bizi biz yapan budur. O yönüyle ne ulus devletin erkek egemen politikalarına ne de toplumdaki cinsiyetçi ve erkek egemen düşünce yapısına asla tahammül etmeyeceğiz. Her yönüyle her şekilde mücadeleyi büyütmek bizim özgür yaşam hakkımız olarak görülmek zorunda. Biz bunu her şekilde hayata geçireceğiz. İstedikleri kadar iktidarlar kadın düşmanı politikalarla dünyanın dört bir yanında bize saldırsınlar. Bizler 21. yüzyılda ezilen, sömürülen olarak var olmayacağız. Biz kadınlar özgür ve eşit olarak varlığımızı gerçekleştireceğiz. Bunun mücadelesini verirken de bunu inşa ederken de bulunduğumuz bütün ülkelerde ortak bir barışı inşa edeceğiz. Savaş politikalarına geçit vermeyeceğiz.
Toplumsal barış için iktidarın ve toplumun kadınlarla da barışması gerekiyor
Biz kadınlar yaşadığımız ülkede kalıcı bir barışın, onurlu bir barışın hayat bulması için mücadele edeceğiz. Toplumsal barış dediğimizde ilk önce bu iktidarın ve toplumun kadınlarla da barışması gerekiyor. Kadın düşmanı politikalardan vazgeçmeleri gerekiyor. Diyanet'in kadınlar hakkında fetva vermesine artık son vermek gerekiyor. Bakanlıkların kadın düşmanı politikalarla her gün kadınların bedenine, kimliğine, diline müdahale etmesine son vermek gerekiyor. Biliyoruz ki bunun için kadın mücadelesi ve kadın dayanışması esastır. Haklarımıza, eşitlik mücadelemize, özgürlüklerimize hep birlikte sahip çıkacağız. Savaş politikalarına geçit vermemek demek, toplumsal barışı inşa etmek demek. Aynı zamanda iktidar olanların, bu ülkeyi yönetenlerin, başta İran rejimi olmak üzere, Suriye rejimi olmak üzere, Türkiye'de AKP iktidarı olmak üzere... Bu ülkenin geleceği demokrasiden geçer. Demokratik olmak, aynı zamanda özgürlük ve barışın inşası demektir. Bir ülke ne kadar demokratikleşebilirse aslında o kadar özgürlüğü ve eşitliği sağlamış olur. Ama bir ülke antidemokratik uygulamalara devam ettiğinde aslında her türlü farklılığa karşı sömürü düzenini inşa eder. Biz kadınlar bin yıllardır bu sistemleri çok iyi tanıyoruz. Bu devlet kurgularını çok iyi biliyoruz. İktidarların kadınlara neden saldırmak istediklerini çok iyi biliyoruz.
"Jin Jiyan Azadî" felsefesini manifestomuz yapacağız
Bu toplumda cinsiyetçiliğin günbegün büyümesinin nedenini çok iyi biliyoruz. O yüzden bizler her alanda ortak mücadelemizi büyüteceğiz ve “Jin Jiyan Azadi” felsefesini kendi manifestomuz yapacağız. İşte burada, başta İranlı kadınlar olmak üzere Ortadoğu'da kadın düşmanı politikaların hedefi haline gelen tüm kadınlarla dayanışmayı büyütüyoruz. Kadın mücadelemiz bir özgürlük mücadelesi olacak ve özgür ve eşit yaşamı Jina Mahsa Amini şahsında hep birlikte inşa edeceğiz. Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
İstanbul’da bulunan İran Konsolosluğu önünde yapılan açıklamada ortak basın metnini İstanbul Kadın Meclisi Sözcümüz Kamile Pınar Kandal okudu.
16 Eylül 2025