Kadınlar toplumsal barış ve demokratik çözüme destek için Diyarbakırda toplandı: Bizsiz olmaz, barışın parçası olacağız

Eş Genel Başkanımız Tülay Hatimoğulları, Diyarbakır’da “Toplumsal Barış ve Demokratik Çözümü Destekliyoruz” şiarıyla TJA öncülüğünde gerçekleştirilen kadın yürüyüşüne katıldı. Binlerce kadının katıldığı ve uzun süre yürüdüğü eylemde kadınlara hitap eden Hatimoğulları, şunları söyledi:

Öcalan’ın çağrısına dünyanın dört bir yanından kadınlar olumlu yanıtlar verdi

Merhaba jinên delal dayikên delal hun bixêr hatin serseran serçavan hatin. Sevgili kadınlar, değerli Barış Anneleri, hepinizi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Hoş geldiniz, baş göz üstüne geldiniz. “Toplumsal Barış ve Demokratik Çözüm İçin Yürüyoruz” şiarıyla bugün Türkiye’nin dört bir tarafından kadınlarla; Kürt kadın hareketinden, Türkiye kadın hareketinden ve feminist hareketten kadınlarla bir aradayız. Niçin bir aradayız? Barışı kadın diliyle daha güçlü haykırmak için bir aradayız. Demokratik toplumun kadınlar açısından ne kadar önemli olduğunu; bizsiz bu işin olamayacağını, barışın bir parçası olacağımızı ve olduğumuzu bir kez daha haykırmak için buradayız. Sayın Abdullah Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’na sadece Türkiye ve Kürdistan'dan değil; Ortadoğu’dan, Kuzey Afrika'dan, Latin Amerika’dan, Avrupa’dan, dünyanın dört bir yanından kadınlar olumlu yanıt verdi. Türkiye'nin dört bir yanından toplanan mücadeleci kadınlar olarak biz de barış için hep beraber bir destek alkışı yapalım. Savaş, şiddettir; militarist sistemin kendini gündelik hayatımızda yeniden yeniden üretmesidir. Çatışmanın zeminini örgütleyen erkek akıl, kadına yönelik şiddeti her fırsatta ve her yerde sürekli yeniden üretmektedir. Biz kadınlar, savaş ve çatışmalarda en fazla eziyet çeken, tacize ve tecavüze uğrayan, kaçırılan kesimiz. 21. yüzyılda kadınların bedeni adeta köle pazarlarında alınıp satılır oldu. 

Bütün dünya duysun ki barış mutlaka gelecek

Kadınlar olarak haklarımızın mücadelesini verirken karşımıza “terör” yaftasıyla çıktılar. Biz kadınlar, “İstanbul Sözleşmesine geri dönülsün, 6284 etkin şekilde hayata geçirilsin” dediğimizde; bizlere bu savaş ve çatışma ortamında terörist yaftası yapıştırdılar. Biz kadınlar bunları hiçbir zaman kabul etmedik, bugün de kabul etmiyoruz. Kadınların parçası olmadığı barış, kalıcı bir barış olmamıştır tarih boyunca. Biz kadınlar yıllar yılıdır verdiğimiz mücadeleyle buraya geldik. Hem Kürt kadın hareketi hem Türkiye kadın hareketi olarak birbirimizle dayanıştık; eylemi etkinliği, aklı fikri ve barış perspektifini bugüne kadar hep beraber öregeldik. Bütün dünya duysun ki biz kadınlar bu topraklarda barışı mutlaka ama mutlaka inşa edeceğiz. Barış, barış, barış. 

Kadınlar parlamentoda kurulacak komisyonun ana parçası olmalıdır

Benden önce konuşan arkadaşlar, kadınların bu sürece ilişkin ortak talebini sıraladı. İzniniz olursa iki şey eklemek istiyorum. Birincisi, kadınlar mutlaka parlamentoda kurulacak komisyonun ana parçası olmalıdır. Türkiye’nin bütün renklerinden kadınlar orada mutlaka ama mutlaka olmalıdır. Bu işin bir ayağı parlamentodur ama asıl ve en önemli ayağı toplumun kendisidir. Barışı toplumsallaştırmak ve demokratik toplumu hep beraber inşa etmek için bizler mücadelemizi, aklımızı, bilincimizi, ideolojimizi ve perspektifimizi seferber etmeye hazırız. Bugüne kadar ortaya koyduğumuz pratik bunu göstermiştir.

Sürecin ilerlemesi için Öcalan’ın özgür çalışma koşullarının yaratılması gerekir

Bir noktaya daha değinmek isterim ki o da bütün bu sürecin sağlıklı bir şekilde akabilmesi için İmralı’da hala koşulları düzeltilmemiş olan Sayın Abdullah Öcalan’ın özgür çalışma koşullarının yaratılmasıdır. Son yapılan ziyarette Sayın Öcalan, barış ve demokratik toplum için çalışan herkese selam ve sevgilerini gönderdi. Biz de buradan, Amed’den hep beraber alkış ve zılgıtlarımızla selamlarımızı ve sevgilerimizi hep beraber gönderelim mi? Sözlerime son verirken, barışa olan inancımızın, özgürlüğe ve demokratik topluma olan inancımızın altını bir kez daha çiziyoruz. Şiddetsiz bir yaşamı inşa etmek için, kadın cinayetlerini durdurmak için, kadına yönelik şiddetle etkin bir mücadele yürütüp bunu nihai bir sonuca erdirmek için bu topraklarda barış istiyoruz. Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi için bizler bu topraklarda barış istiyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle bir kez daha diyoruz ki kadın, yaşam, özgürlük; mar’a, heya, horriyye; jin jiyan azadi.

31 Mayıs 2025