Kayyım borçları

Grup Başkanvekillerimiz Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli, halkın seçmediği kayyımların yönettiği belediyelerde olağan dışı borçlanmaların nedenlerinin ve yerel yönetimlerde yaratacağı tahribatların tüm yönleriyle araştırılması amacıyla TBMM Başkanlığına araştırma önergesi verdi:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

2016 yılında Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) belediyelerine, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde Halkların Demokratik Partisi’nin belediyelerine, son olarak da son yerel seçimde DEM Partinin kazandığı Hakkari belediyesine İçişleri Bakanlığı tarafından kayyımlar atanmıştır. Halk tarafından “irade gaspı” olarak adlandırılan kayyım uygulaması, halkın aleyhine pratikleri ile belediyelerin halka hizmet gücünü büyük oranda yıpratmış; kayyımlar tarafından yapılan atamalar, harcanan bütçenin usulsüzlüğü, yolsuzluk ile belediye çalışmalarını felce uğratmıştır. 31 Mart 2024 seçimlerinden sonra kayyımlardan temizlenen belediyelerde halkın demokratik hizmete ulaşma hakkını ortadan kaldıran en büyük uygulama ise belediyelerin astronomik borç içinde bırakılması olmuştur. Halkın seçmediği kayyımların yönettiği belediyelerde olağan dışı borçlanmaların nedenlerinin ve yerel yönetimlerde yaratacağı tahribatların tüm yönleriyle araştırılması amacıyla Anayasa’nın 98’inci, İç Tüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ederiz.

GEREKÇE ÖZETİ

Yerel Yönetimlerin son yarım yüzyılda demokrasi tartışması içerindeki yeri ve önemi sürekli genişlemekteyken bu husus Türkiye’de tam tersi seyretmiştir.  Nitekim Anayasa’daki ilgili antidemokratik maddelere ilişkin demokratik adımlar atılması gerekiyorken 15 Temmuz 2016 darbe girişimi iktidar tarafından fırsata çevrilmiş ve belediye başkanlarının merkezi yönetimce görevden alınmasını kolaylaştıran bir düzenleme 674 sayılı OHAL KHK’sı ile getirilmiştir. 

Söz konusu KHK’ye dayanılarak  DBP’den  seçilen belediyelere 11 Eylül 2016 tarihi itibarıyla  el konulmaya başlanmıştır. Darbenin bir nimet olarak görülüp kayyım atamalarına başlandığı 2016 yılından bu yana yoğunlukla Kürtlerin yaşadığı il, ilçe ve beldelerde toplam 144 kayyım atanmıştır.

Kayyım politikalarının Kürt halkına tek zararı, seçme seçilme hakkının ihlal edilmesi, halk iradesinin yok sayılması olmamış;  yolsuzluk, rüşvet, talan, usulsüzlük kayyımların belediyelerde neredeyse temel yönetim anlayışı olmuştur. Kayyım atamalarının ardından, yerel yönetimlerde birçok usulsüzlük ve hukuksuzluk yaşanmış, bu durum defalarca kamuoyuna yansımış olmasına rağmen hiçbir siyasi sorumluluk alınmamış, denetim görevleri yerine getirilmemiştir. Kamu kaynaklarının kişisel ihtiyaçlar ve/veya rant uğruna hoyratça kullanılması, ihale süreçlerinde şeffaflığın ve adil rekabetin hiçe sayılması, belediye hizmetlerinin nitelik ve nicelik açısından çoraklaştırılması, bu dönemin en belirgin özellikleri olarak açığa çıkmıştır. Belediyeler, bölgeleri içerisinde halka hizmet sunan kamu idareleri olmaktan çıkarılmış, halkın vergileriyle oluşan bütçe şeffaflıktan uzak bir şekilde yandaş kurumlara aktarılarak, usulsüz harcamalarla eritilmiştir.

GEREKÇE

Kayyım yönetimlerinden arındırılan belediyelerdeki tahribat ve halkın parasını nasıl israf edildiği, son seçimden sonra bir kez daha açığa çıkmıştır. Kayyım yönetimlerden kazanılan belediyelerde kayyımlardan kalan borçların çoğu krediler, kayyımlar tarafından yapılan kişisel harcamalar, icra ve SGK borçlarından oluştuğu anlaşılmıştır. 6 il, 15 ilçede kayyımların bıraktığı toplam borç 24 milyar 727 milyon 168 bin 932 TL olmuştur.  

Birkaç örnek ile açıklayacak olursak, partimizin Mayıs ayında açıkladığı verilere göre; 8 yıl kayyım yönetiminde olan Mardin Büyükşehir Belediyesinde kayyımlardan geriye 3 milyar 502 milyon TL borç kalmıştır. En fazla borçlanan birim, usulsüz ihalelerle gündeme gelen Mardin Su ve Kanalizasyon İdaresi (MARSU) olmuştur. MARSU’nun borçlarının büyük bir bölümünün bankalardan çekilen krediler olduğu ve 600 milyonluk kısmının banka kredilerinden kaynaklı oluşan faizlerden oluştuğu belirtilmiştir. Siirt Belediyesinde partimizin yaptığı tespitlere göre kayyım döneminde; İller Bankasına 208 milyon 481 bin 920 TL, Hazine Müsteşarlığına 87 milyon 18 bin 223 TL, Devlet Su İşlerine 29 milyon 53 bin 585 TL, SSK-Vergi Dairesine 47 milyon 316 bin 667, TL, firmalara 84 milyon 983 bin 384 TL olmak üzere toplam 456 milyon 853 bin 781,39 TL borç bırakılmıştır. Batman Belediyesi'nin kayyımdan kalan borcu; vergi dairesine 71 milyon 267 bin 52 TL, SGK’ya 17 milyon 353 bin 967 TL, Dicle Elektrik Piyasası A.Ş’ye  43 milyon 525 bin 697 TL, Hazineye  423 milyon 581 bin 972 TL  olmak üzere diğer borç kalemleriyle birlikte toplam  3 milyar 53 milyon 977 bin TL’dir. Tekrardan hukuk dışı bir şekilde kayyım atanan Hakkari Belediyesinin tespit edilebilen borcu 315 milyon 705 bin TL’dir. Vergi dairesi, SGK ve benzeri kurum borçları 1 milyon 265 bin 620 TL,  yargısal borçlar 27 milyon 522 bin 860 TL olarak tespit edilmiştir. Kayyım yönetimi tarafından 31 Mart yerel seçimleri öncesi AKP’li adayın kampanyasına belediye bütçesinden 29 milyon 939 bin lira harcanmıştır.

Hakkari Yüksekova Belediyesinin kayyımdan kalan borcu 990 milyon 412 bin 162 TL olup borcun 895 milyon 727 bin 799 TL’si İller Bankasına, 60 milyon 896 bin 460 TL SGK’ya 20 milyon 497 bin 771 TL vergi dairesine olan borçlardan oluşmaktadır. Yüksekova Belediyesi Eş Başkanımız  Şoreş Diri, kayyımın seçimden on gün önce 8-9 milyon TL harcama yaptığını ve kayyımın Emniyet'e, kutlamalara, kadayıfa milyonlarca lira harcadığını açıklamıştır.

DEM Parti’nin kayyımdan 165 milyon 226 bin 845 TL borçla devraldığı  Bulanık Belediyesi’nin bütçesinden AKP’nin seçim çalışmaları için 350 bin TL harcanmıştır. Borç kalemleri;  Mal Müdürlüğü’ne 25 milyon 456 bin 739 TL, SGK’ya 23 milyon 986 bin 155 TL, Van Gölü Elektrik A.Ş.'ye 97 milyon 810 bin TL, Fonlar ve diğer kamu idareleri adına yapılan tahsilat 174 milyon 443 bin TL, İller Bankası kredi borçları 102 milyon 722 bin 594 TL, Halk Bankası (EYT) kredi borçları 7 milyon 795 bin 422 TL, Muş Katı Atık Belediyeler Birliği payı 238 milyon TL, Güneydoğu Anadolu Belediyeler Birliği 85 milyon 886 bin TL, Firma alacakları, piyasa borçları ve personel borçları 3 milyon 848 bin 619 TL, Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü 821 milyon 173 bin TL olarak tespit edilmiştir.

Toplam borcu  3 milyar 345 milyon TL olarak tespit edilen Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinde  "temsil, ağırlama, tören, fuar ve organizasyon giderleri" adı altında yüz binlerce TL harcama yapıldığı ortaya çıkmıştır.

Adını sayamadığımız diğer belediyelerde de durum farksız olup kayyımdan arındırılan tüm belediyelerimiz borca batık durumdadır. Belediyelerin borçlarla çalışamaz hale getirilmesine rağmen belediye eş başkanlarımız oldukça kısıtlı bütçelerle seçildikleri günden bu yana halka hizmet etmeye ara vermemişler ve ellerindeki bütçenin her bir kuruşunu halka hizmet için harcamışlardır. Bunun da önüne geçmek için kayyım borçlarının tahsili için belediyeler kayyım yönetiminde iken gelmeyen icralar partimizin belediyeleri kazanması ile gelmeye başlamıştır. Örneğin Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. (DEDAŞ), MARSU’nun kayyım döneminde ödenmeyen 600 milyonluk borcunu gerekçe göstererek Mardin Artuklu ve Kızıltepe ilçelerinde hanelere su akışını sağlayan pompaların elektriğini kesmiştir. Yine Batman Belediyesinin 2 yıldır ödenmeyen 99 milyon TL vergisini bu ay kesmişlerdir.

Kayyımların gasp ettikleri belediyeleri çalışamaz derecede borçlandırması elbette yolsuzluk ve usulsüzlük ile iç içe bir politikadır. Ayrıca kayyımların ortak özelliği, yereldeki halk tarafından seçilmiş olan değil merkez tarafından atanmış memurlar olmalarıdır. Bu sebeple kayyımların yaptıkları bütün borçlanmalar yerel halkın onlara verdikleri irade çerçevesinde değil, sadece merkezin verdiği yetkiler çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. Kayyımlar tarafından yerel halka bırakılan devasa borçları merkezi hükümetin icraatlarından bağımsız düşünmek mümkün değildir. Çünkü kayyım olarak atanan vali ve kaymakamlar merkezin hükümetin yerel teşkilt-atıdırlar. Bu sebeple bu borçların sorumluluğunun seçilecek olan yeni yönetimlere bırakılması adil ve kabul edilebilir değildir. Bu sebeplerden dolayı kayyımlar tarafından belediyelerin astronomik rakamlarla borçlandırılmasının halka ve yerel yönetim hizmetlerine olumsuz yansımalarının ve bu borçlanmalara bağlı olarak gerçekleşen yolsuzluk ve usulsüzlüklerin tüm yönleriyle araştırılması için TBMM’de bir araştırma komisyonu kurulması elzemdir.

26 Temmuz 2024