Sincan Kadın Cezaevindeki infaz yakmalara ilişkin İHİK başvurumuz

Milletvekillerimiz, Sincan Kadın Cezaevinde 2021 yılından beri siyasi kadın mahpusların tahliye edilmeyip infazlarının yakılmasına ve son olarak da Sermin Demirdağ'ın tahliyesinin 1 yıl süreyle engellenmesine ilişkin TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığına başvuruda bulundu.

Dilekçede şu ifadeler yer aldı:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA

İdare ve Gözlem Kurulları, 2021 yılında yürürlüğe giren Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik uyarınca oluşturulmuştur. Ancak uygulamada bu kurullar, özellikle politik mahpuslar bakımından yargı yetkisini fiilen genişleterek, cezayı infaz etmek yerine cezayı yeniden tayin eden organlara dönüşmüştür. Bu durumun en çarpıcı örneği ise Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda yaşanmaktadır.

Sincan Kadın Hapishanesinde 2021 yılı ocak ayından itibaren, şartlı tahliye tarihi gelen hiçbir kadın mahpus tahliye edilmemiştir. Bugüne kadar 24 kadın mahpusun şartlı tahliye hakkı açıkça gasp edilmiştir. İstisnasız her politik kadın mahpusun infazının defalarca kez uzatılması, Sincan Kadın Kapalı Hapishanesini bu alandaki hukuksuzlukların en çarpıcı ve sistematik örneklerinden biri haline getirmektedir. Zira ceza infaz sistemindeki keyfiyet ve ayrımcı uygulamalar Sincan Kadın Hapishanesinde özel bir yoğunlukla yaşanmaktadır. Bu haliyle Sincan Kadın Hapishanesi keyfi kararlarıyla dikkat çeken bir “pilot kurum” haline gelmiştir.

Güncel olarak 12 kadın mahpusun tahliyesi, hiçbir disiplin cezası bulunmamasına rağmen “örgütsel tutum ve davranışların sürdüğü” ve “pişmanlık gösterilmediği” gibi soyut gerekçelerle engellenmiştir. Benzer şekilde infazı uzatılan kadın mahpuslardan biri ise Sermin Demirdağ’dır. 1993 yılından bu yana mahpus olan Demirdağ’ın koşullu salıverilme tarihi 7 Mart 2023 olmasına rağmen, İdare ve Gözlem Kurulu (İGK) tarafından alınan keyfi, soyut ve hukuka aykırı kararlar gerekçe gösterilerek bugüne kadar tam 7 kez tahliyesi engellenmiştir.

Demirdağ’ın tahliyesine ilişkin ilk İdare ve Gözlem Kurulu değerlendirmesi 23 Şubat 2023 tarihinde yapılmıştır. Bu değerlendirmede, hiçbir somut gerekçe sunulmadan “iyi halli olmadığı” yönünde kopyala-yapıştır ifadelerle olumsuz karar verilmiş; bir sonraki değerlendirme 3 ay sonrasına ertelenmiştir.

Bunu takip eden süreçte:
• 25 Mayıs 2023 tarihli kurulda yine aynı gerekçelerle tahliyesi 3 ay daha uzatılmış,
• 17 Ağustos 2023 tarihli kurulda bu kez 6 ay,
• 8 Şubat 2024 tarihli kurulda 6 ay,
• 1 Ağustos 2024 tarihli kurulda 6 ay,
• 23 Ocak 2025 tarihli kurulda ise 9 ay ertelenmiştir.

Son olarak 16 Ekim 2025 tarihinde yapılan yedinci değerlendirmede, Kurulun idari görev ve yetkilerini aşan şekilde mahpusun düşünce ve kanaatlerini sorgulamaya yöneldiği açıkça görülmüştür. Avukatlarının yaptığı görüşmelerden alınan bilgilere göre (kurul değerlendirmeleri süreçlerine dair alınan kamera kayıtlarından tespit edilebilir) ; bu kurulda Sermin Demirdağ’a;
• “Pişman mısın?” sorusu manipülatif bir şekilde “Keşke diyor musun?” şeklinde sorulmuş,
• Kişinin bireysel infaz süreciyle ilgili olmayan, bilgi ve görgüsünün olmadığı silah bırakma süreçleri kastedilerek “Kaç kişi silah bıraktı? Şeklinde herkes silah bırakmadı?” şeklinde sorular yöneltilmiştir. Bu sorularla mahpus, Anayasa’nın 25. maddesine açıkça aykırı biçimde düşünce ve kanaat açıklamaya zorlanmıştır.
• Ayrıca 1992 yılında yaşanan bir olayı gündeme getirip sorgu sürecini hatırlatarak mahpus üzerinde psikolojik baskı oluşturmak istenmiştir.

Bu soruların tamamı, Sincan Kadın Kapalı Hapishanesi İdari Gözlem Kurulunun yasal yetkisini aşarak kendisini bir “ikinci mahkeme” konumuna getirdiğini, yargılama ve değerlendirme yetkisini kötüye kullandığını açıkça göstermektedir.

Kurul, Demirdağ hakkında hiçbir disiplin cezası bulunmadığını bizzat kararında belirtmesine rağmen, “disiplin suçuna konu eylemlere karıştığı”, “örgütsel tutumunu sürdürdüğü” ve “iyi halli olmadığı” iddialarına dayanarak infazını 1 yıl daha uzatmıştır.
Dokuz ay önce yapılan değerlendirmede eşik puanı geçmesine rağmen, bu kez “eşik puan” düşürülmüş, ancak hangi kriterlere göre bu puanlamanın değiştirildiği açıklanmamıştır. Bu yönüyle kurulun değerlendirmeleri hem keyfi hem de belirlilik ve hukuki güvenlik ilkelerine aykırıdır.

Bir mahpusun tahliyesinin 7 kez üst üste ertelenmesi, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının sistematik biçimde ihlali anlamına gelmektedir.
Kurulun Sermin Demirdağ’a yönelttiği “pişmanlık” veya “keşke” gibi vicdani ve politik kanaatleri sorgulayan sorular, Anayasanın 25. maddesinde güvence altına alınan düşünce ve kanaat özgürlüğü, ayrıca AİHS’nin 9. ve 10. maddelerinde korunan vicdan ve ifade özgürlüğü haklarının açık ihlalidir.

Söz konusu keyfi ve hukuksuz İdare ve Gözlem Kurulu kararının sonunda ise mahpusun infaz hâkimliğine şikâyet yoluyla yapılacak itirazın da önüne geçen bir karar eklenmiştir.
“Raporun Ankara İlamat infaz Savcılığıyla Ankara İnfaz Hakimliğine gönderilmesine, İnfaz Hakimliğinden gelecek kararın hükümlüye TEBLİĞİNE, İnfaz Hakimliği kararına karşı iki hafta içerisinde Ankara Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edilebileceğine,” şeklinde eklenen karar ile mahpus henüz şikayet yoluyla itiraz edilmeden kurul kararı infaz hakimliğine onaylatılmıştır.

Bu hukuksuz karar karşı ise Ankara 2. İnfaz Hâkimliği “bu karara karşı şikayet yoluna başvurulmadığı sürece hakimliğimizce resen yerindelik denetiminde bulunulamayacağı” şeklinde bir ifade yer almışsa da mahkeme yerindelik denetimi yaparak (gerekçesiz bir şekilde) “KOŞULLU SALIVERMESİNE YER OLMADIĞINA” karar vermiştir. Oysaki mahpusun karara karşı şikayet başvuru yolu İdari Gözlem Kurulu Değerlendirme Raporunda gösterilmediği gibi, şikayete tabi olsa bile şikayet süresi bitmeden zaten olumsuz karar kurulmuştur.

Şöyle ki, 16.10.2025 tarihli İdari Gözlem Kurulu Değerlendirmesinde bu rapora karşı bir şikayet usulü öngörülmemiş ve gösterilmemiştir. Avukatların İdari Gözlem Kurulu Raporuna karşı şikayet dilekçesi verme çabaları ise “bunun bir karar değil rapor olduğu, bu nedenle şikayete tabi olmadığı” gerekçeleriyle reddedilmiştir. Bu durumda şikayet süresi beklenmeden ve rapora karşı şikayet yolu kapatılarak verilmiş söz konusu karar, açıkça hukuka aykırıdır. Anayasanın 19. Maddesi uyarınca, kişi özgürlüğüne ilişkin yargısal güvencenin ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir. Bu durum hukuki güvenlik, ölçülülük ve kanunilik ilkelerinin ağır ihlalidir.

Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kadın mahpuslara yönelik uygulamalar, yalnızca bireysel keyfiyet değil, cinsiyet temelli yapısal bir ayrımcılığa da işaret etmektedir. Sincan Kadın Kapalı Hapishanesinde 2021 yılından bu yana şartlı tahliyelerin tamamının istisnasız bir şekilde engellenmeye devam etmesi, disiplin cezaları olmamasına rağmen “örgütsel tutum” gibi soyut gerekçelerle tahliyelerinin engellenmesi, kadınlara yönelik ağır cezalandırıcı yaklaşımların hapishane idarelerine sirayet ettiğini göstermektedir.

Bu tablo, Türkiye’nin taraf olduğu CEDAW (Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi) ile İstanbul Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülükleriyle bağdaşmamaktadır. Her iki sözleşme de kamu otoritelerinin cinsiyet temelli ayrımcılığı önleme, yükümlülüğünü açıkça düzenlemektedir. Komisyonun, bu yönüyle de Sincan Kadın Cezaevindeki uygulamaları yalnızca bireysel bir hak ihlali değil, kurumsallaşmış bir cinsiyet temelli ihlal biçimi olarak ele alması gerekmektedir.

Açıklanan tüm nedenlerle;

1. Sermin Demirdağ hakkında bugüne kadar alınan tüm İdare ve Gözlem Kurulu kararlarının ve bu kararların dayandığı belgelerin Komisyon tarafından incelenmesini,
2. Sincan Kadın Kapalı Hapishanesi İdare ve Gözlem Kurulunun uygulamalarının Anayasa, ulusal mevzuatlar ve insan hakları açısından değerlendirilmesini,
3. Hükümlü ve Tutuklu Hakları İnceleme Alt Komisyonunun Sincan Kadın Kapalı Hapishanesine bir inceleme ziyareti planlamasını,
4. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 89. maddesi ile ilgili yönetmelik hükümlerinin Anayasa, AİHS ve uluslararası mahpus hakları sözleşmelerine uygunluğunun denetlenmesi,
5. Keyfi kararlarıyla kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını ihlal eden İdare ve Gözlem Kurulu üyeleri hakkında Adalet Bakanlığı nezdinde idari ve cezai soruşturma başlatılması için girişimde bulunulmasını,
6. Benzer şekilde tahliyeleri engellenen Sincan Kadın Hapishanesindeki diğer kadın mahpusların durumlarının da Komisyon tarafından ele alınmasını talep ediyorum.

21 Ekim 2025