Süryanilerle buluştuk: Bu sürecin kalıcı barışa evrilmesi için Süryani toplumunun taleplerinin karşılanmasını istiyoruz

Halklar ve İnançlar Komisyonumuz, Barış ve Demokratik Toplum Buluşmaları kapsamında Mardin'in Midyat ilçesinde Süryanilerle Buluşma gerçekleştirdi. Sayfo Katliamının yıldönümünde gerçekleşen buluşmaya, DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Eş Genel Başkan Yardımcımız Yüksel Mutlu, yöneticilerimiz, belediye eşbaşkanlarımız, milletvekillerimiz ve Süryani toplumundan çok sayıda kişi katıldı.

Mutlu yaptığı kısa konuşmada ağırlıklı olarak katılımcıların eleştiri, öneri ve sözlerini alacaklarını belirterek, “Süryani toplumu ile bu ilk buluşmamız değil. Bundan sonra daha güçlü buluşmalar yapmak istiyoruz. İki gün önce Türkmen kardeşlerimizle buluştuk. Ortadoğu’daki kaos ve krizi tartışmak, hem de Sayın Öcalan’ın başlattığı süreci tartışmak, sorulara cevap olmak istiyoruz. Türkiye’nin demokratikleşmesi için hepimizin çaba göstermesi gerekiyor. Süryaniler bu toprakların en kadim ve değerli inançlarından biridir. Süryani toplumunun savaştan nasıl etkilediğini biliyoruz. Savaş bütün toplulukları etkiledi, göç ettiler, katledildiler” diye konuştu. Sayın Öcalan’ın başlattığı sürece herkesin katkı vermesi gerektiğinin altını çizen Mutlu, “Bu topraklarda hiç kimsenin başını eğmemesini istiyoruz. Sadece Kürtler kurtulsun diye bu süreç yürütülmüyor, hepimiz birlikte kurtulalım diye yürütülüyor. Bu sürecin kalıcı barışa evrilmesi için Süryani toplumunun taleplerinin karşılanmasını istiyoruz. Bu süreç nihayete erdirilecekse gerçeklerle yüzleşilmesi gerekiyor” dedi.

Keskin Bayındır ise, Sayfo katliamının 110’uncu yıldönümünde yaşamını yitirenleri anarak konuşmasına başladı. Süryani kültürünün derinliğine, tarihselliğine dikkat çeken Bayındır, “Maalesef bu topraklar çok acı yaşadı. Son 200 yıldır dayatılan tekçilik, tek din, homojen toplum dayatması bu topraklarda Sayfo soykırımı gibi Ermeni soykırımı gibi büyük acılar ve soykırımları beraberinde getirdi” diye konuştu. Bütün bu katliamlara rağmen büyük bir şansın doğduğunun altını çizen Bayındır, “Bütün bu 200 yıllık tekçi, soykırımcı tarihi tercihe çevirecek, yaşanan acıların tekrar yaşanmaması için bir umudumuz, imkanımız var. Bu da Sayın Öcalan’ın fikriyatında ve paradigmasında yatıyor, bu fikriyat bugün bizi yakınlaştırıyor. Bu buluşmamız da onun düşüncesinin ve fikriyatının bir yansımasıdır. Ona selam ve sevgilerimizi gönderiyoruz” dedi. “Sayın Öcalan sadece Kürt halkının önderi öncüsü değil, ezilen, baskı altına alınan bütün halkların, dillerin, inançların önderi olma iddiasıyla ortaya çıkmış ve 50 yıldır kesintisiz bir şekilde bu çizgide ısrar ediyor” diyen Bayındır, Öcalan’ın halkların birlikte ve eşit nasıl yaşayacağını programatik bir şekilde ortaya koyduğunu ve bunun da pratik olarak uygulandığını söyledi. Bayındır, “Sayın Öcalan’ın düşünceleri ve fikirleri bizler açısından vazgeçilmezdir” dedi. Öcalan’ın mücadelesinin Kürtler için olduğu kadar bütün halkları da kapsadığının altını çizen Bayındır, Mandela ve Öcalan kıyaslaması yaparak, “Sayın Öcalan bu esaret altında 13 metrekarelik hücrede halklar için mücadele ediyor. Şunu söylüyor “bizim Barış ve Demokratik Toplum çağrımız halkları ve inançları özgür ve eşit şekilde yaşayabileceği bir modeli beraberinde getirecektir. Bizim amacımız ve hedefimiz budur” diyor” hatırlatmasında bulundu. Bayındır bu çağrının herkese büyük yükümlülükler yüklediğini söyleyerek, “Her birimizin yapacağı şeyler vardır” dedi.

Son dönemlerde İsrail ve İran arasında yaşanan çatışmalara da değinen Bayındır, İsrail Filistin meselesinde devletçi yaklaşımların halkları soykırım düzeyine getirdiğini vurguladı. Bayındır, “Eğer Sayın Öcalan’ın çözümüne dair sözlerine kulak vermiş olsalardı emin olun Ortadoğu’da, Filistin’de tek bir insanın dahi burnu kanamayacaktı. Bütün kuşatmaya rağmen Sayın Öcalan’ın görüşlerini Rojava’da uygulayan bir yönetim gerçeği Ortadoğu’da özgür ve eşit yaşamın göstergesidir. Uzakta aramaya gerek yok. Bunun gerçekleşmesi hayali değildir” dedi.

15 Haziran 2025